HADİS DERSLERİ
  Prof.Dr.Ahmet Ağırakça HZ.PEYGAMBERİN ÖNDERLİK VE ÖRNEKLİLİĞİ
 
HZ.PEYGAMBERİN ÖNDERLİK VE ÖRNEKLİLİĞİ
04/02/2010

Prof.Dr.Ahmet Ağırakça

 

Prof.Dr.Ahmet Ağırakça
 
 
Müslümanlar için Resulullah gibi yaşamak, onun gibi yemek, içmek, onun gibi insanlara davranmak, onun gibi bir baba, bir eş, bir dost, bir komşu olmak her zaman arzulanan idealler olarak görülmüştür. Hz. Peygamber’in öncelikle “Ben ahlâkın mükemmel ilkelerini tamamlamak üzere gönderildim” buyurması dünya hayatında insanların sahip olması gereken üstün ahlakî özellikleri öğretmek üzere gönderilen bir kişi olarak O’na uyulması gerekmektedir.
Her bir toplumun öncüsü halkı veya reayesi tarafından taklid edilir ve örnek alınır. Eğer önder ve lider halkı tarafından seviliyor ve takdir ediliyorsa mutlaka her bir davranışı onlar için bir örneklilik teşkil eder. Bilhassa bu kişi salt bir siyasi lider ve önder değil de aynı zamanda toplumun manevi rehberi ise bu durum o liderin örnekliliğine başka bir boyut kazandırır. Ayrıca siyasi önderliği, manevi rehberliğinin yanı sıra Allah tarafından görevlendirilmiş bir peygamber olması halinde de, sadece insanlar için örnek bir lider olmanın çok ötesinde, tabileri ve kendisine iman edenler için onun her bir davranışı ve yaşama tarzını taklid etmek, örnek almak ve aynen onun izinde yürümek bir fazilet ve ibadet olarak kabul edilir.
Cenab-ı Allah’ın her bir toplumu bir önder peygamberle mukafaatlandırması onun rahmetinin tezahürüdür. Allah, peygamber göndermeden ve onları uyarmadan hiçbir toplum ve topluluğa sorumluluk yükleyip asla onları azap etmez (İsra, 17/15). Allah’ın bu rahmeti gereğince toplum ve ümmetlere gelen peygamberler birer yol gösterici olarak örnek alınırlar.
İnsanlar için cenab-ı Allah’ın gönderdiği son elçi ve son uyarıcı olan Hz. Muhammed (s.a.s)’in örnekliliği ise son bir örneklilik olduğu için daha mükemmel ve daha bir başkalık arzetmektedir. Kur’an-ı kerim’de “sizler için Allah’ın Resulünde güzel örnek(ler) vardır (el-Ahzab, 33/21) buyurularak ümmetin uyması gereken şahsı belirlemiş ve peygambere uymanın güzelliğinden sözedilmiştir. Peygamber’e iman eden her bir mü’min için Rasulullah’a teslim olmak, gösterdiği yoldan gitmek, öğrettiği ibadetleri eksiksiz yapmak, imanına şüphe ve yanlışlıklar katmamak, saf ve temiz bir imanla, mükemmel bir ahlak ile imanının gereklerini yerine getirmek bir görev ve fazilettir.
Bütün peygamberler ümmetleri için birer önder, yol gösterici ve ulaşılmaz güzel örneklerle dolu bir hayatın sahibidirler. Cahiliye devri diye ifade edilen peygamber öğreticiliğine takaddüm eden dönemdeki sıkıntılı hayat ve kötü örneklerin yaşandığı dönemin akabinde ilahi güzelliklerle bezenmiş fevkalade bir hayat insanlar için örnek olmayacaksa hangi tür yaşama biçimi örnek alınabilecektir. Cahiliye hayatının rezalet ve denaetlerinden sonra Hz. Peygamber’in öğretileri, ulvi bir ahlakilik, muazzam ve mükemmel bir örnek yaşama tarzı olarak alınmış, ashap ve daha sonra kıyamete kadar gelip geçecek ümmetin bütün ferdleri için en makbul, muteber ve örnek bir hayat tarzı olarak kabul edilmiştir.
Müslümanlar için Resulullah gibi yaşamak, onun gibi yemek, içmek, onun gibi insanlara davranmak, onun gibi bir baba, bir eş, bir dost, bir komşu olmak her zaman arzulanan idealler olarak görülmüştür. Hz. Peygamber’in öncelikle “Ben ahlâkın mükemmel ilkelerini tamamlamak üzere gönderildim” buyurması dünya hayatında insanların sahip olması gereken üstün ahlakî özellikleri öğretmek üzere gönderilen bir kişi olarak O’na uyulması gerekmektedir. O, insanlar için büyük bir ihtiyaç olan inanmayı öğretmek üzere gelmiştir. Şirkten kurtulmak, yalnız Allah’a kul olmak ve yalnız ona ibadet etmek kulluğun vazgeçilmez bir gereğidir. Buna iman etmek insanı insan yapan ilk adımdır.
Mükemmel bir insan olmak için iman ettikten sonra bu imanın gereği olan ibadetleri yerine getirmek ahlakîliğin ikinci adımıdır. Resulullah insanları şirkten kurtarmanın yanında insanlığa öğrettiği ilkelerle mükemmel bir toplum ve muazzam bir medeniyetin temellerini atmıştır. İlkel ibadet anlayış ve biçimlerinden kurtulan insanlık, ilkel yaşama biçimini de geride bırakarak insanlar arası ilişkilerini en üst zirve noktaya ulaştıran ilkelere sahip olmuştur. Peygamberimiz bu medeni yaşamanın ilkeleri arasında insanlara merhametli ve şefkatli olmayı, muhtaç ve güçsüz insanlara yardım etmeyi öğretti. Takvalı olmayı, haram ve çirkinliklerden uzak kalmayı öğretti. Varlıklı insanların mallarında yoksun ve yoksulların hakkı olduğunu anlattı. Muhtaçlara sadaka ve zekat vermenin bir iyilik yapmanın ötesinde bir görev olduğunu mü’minlerin zihnine nakşetti. Cömert olmayı teşvik ederek cimriliğin iman ile bir arada bulunamayacağını anlattı.
Tembellikten Allah’a sığınmayı ve bir mü’minin asla tembel olmaması gerektiğini bildirdi. Emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l-münkeri/iyilik yapmak ve insanları kötülüklerden alıkoymanın önemini ümmete ve ferdlerine kavrattı. İyilik yapmak ve kötülüklerden insanları gerektiğinde güçle ve sözle alıkoymanın bir görev olduğunu ve bu ilkenin İslam’ın temel bir öğretisi olarak kıyamete kadar devam etmesi gerektiğini bildirdi.Yeryüzünde fitne ve fesad çıkarmanın kötülüklerini, halkı ve toplumları ıslah etmenin faziletlerini öğretti. Kötü insanların ve müfsidlerin yolundan gidilemeyeceğini bildirdi.
Her türlü uyuşturucu ve aklı gideren maddelerin Allah tarafından haram kılınıp yasaklandığını ve bunların toplum içinde büyük zararlara yol açan bağımlılıklar olduğunu öğretti. Hırsızlığı, zinayı, yalan söylemeyi, sihir ve kehanette bulunmayı, her türlü bid’at ve hurafelerden uzak kalıp gerçekçi olmayı, insanların giybet ve dedikodusunu yapmanın çirkinliğini, laf taşımanın, başkasıyla alay etmenin, insanların arasını bozmanın yanlışlık ve günah olduğunu öğretti.
Hz.Peygamber’in getirdiği risalet öğretileri içinde en dikkat çekici hususlardan birisi olarak insanın tabii haklarına saygı duyulması ve insanın sahip olduğu izzet, şeref ve değerlerinin korunması ilkesidir. İnsanın yaşama hakkını garanti altına alan İslam’ın bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmesi anlamına geldiğini, bir mü’mini kasıtlı bir şekilde öldürmenin ebediyen cehennemde kalmayı gerektirdiğini ve Allah’ın gazab ve lanetini hakkeden bir davranış olduğunu bildirmektedir.
Kadınların birer emanet olduklarını, bu emanete en titiz bir şekilde riayet edilmesi gerektiğini bildirmiş ve bizzat bunu kendi eşlerine karşı sergilediği mükemmel davranışlarıyla ümmetin erkeklerine öğretmiş ve onlara ma’ruf /güzellikle muamele edilmesinin gereklerini bildirmiştir. Kadına bir anne, bir eş, bir kız çocuğu ve bir bacı gözü ile bakılmasının önem ve gereklerini öğretmiştir. Bu örnekliliğini de annesini hayırla yadedip, hz. Hadice’ye, Aişe’ye ve diğer eşlerine, kızı Fatıma’ya ve süt kız kardeşi Şeyma’ya karşı üstün davranışlarıyla ortaya koymuş ve nasıl davranılması gerektiğini öğretmiştir. Mü’minlerin en üstün olanlarını ahlaken en mükemmel olanları ile eşlerine karşı en saygılı ve merhametli davrananları olduğunu anlatmıştır.
Dünyanın geçici bir meta olduğunu fakat bu metaın en hayırlı kısmının kadın olduğunu bildirmiştir.Hz. Peygamber’in örnekliliğini ortaya koyan önemli ilke ve öğretilerinden birisi de İslam’da ırk ve milliyet taassuplarının tamamen kaldırılmış olduğunu ve bir ırkın diğer bir ırka asla üstün olmaması gerektiğini bildirmesidir. İnsanların bir erkek ve bir dişiden yaratılmış olduğunu bildiren rabbimiz, hiçbir arabın arap olamayana, arap olmayanın da Araba üstün olmadığını anlatan peygamberimizin bu öğretileri İslam’ın vazgeçilmez ilkeleridir.Resulullah’ın örnekliliğinin en bariz alanlarından birisi ilimle gelmiş olması ve ilmi sürekli olarak tavsiye edip insanları ilme yönlendirip teşvik etmesidir. Cehaletin tamamen yok olması ve ilmin Müslümanlar arasında yayılması hususunda gösterdiği örnekliliği bütün dünyanın kabul ettiği bir örnekliliktir. Bilenlerle bilmeyenlerin asla eşit olmadıklarını bildirmesi, her bir bilenin üstünde bir bilenin daha olacağını anlatıp insanları daha ileri bir ilmi düzeye ulaştırmaya teşvik etmesi, ilmin her mü’min erkek ve kadına farz olduğunu buyurması örnek alındığı en önemli özelliğidir. Bu teşvikleriyle Müslümanları ilmi araştırma ve buluşlara sevketmiş ve İslam medeniyetinin zirvesine tırmanmasını sağlamıştır. İslamın ilk emrinin ilmi teşvik etmekle başlaması, insana bilmediğini Allah’ın vahiyle öğrettiğinin bildirilmesi bu dinin ilahi bir din olma özelliğinin de en bariz tarafıdır.
Allah’tan en çok korkan ve en çok itaat edilmesi gerektiğini bilenlerin ilim sahibi kimseler olduğunun Kur’an-ı Kerim tarafından bildirilmesi ve bu hususu Rasulullah’ın ümmetine öğretmesi ümmetin alimleri için, İslam ilimleri tarihi boyunca bir örnek teşkil etmiştir. Bu örnekliliği de Müslüman ilim adamlarının tefsir, hadis, fıkıh, tarih, tıp, matematik, astronomi, kimya, fizik vs. alanlarda doruk noktalara ulaşmalarını sağlamıştır.Hz. Peygamber cihanşümul bir dinin önderi ve öğretmeni olarak örnekliliğinin bir diğer yönü de adalet ilkelerini öğretme hususunda örnek olmasıdır. Allah, emanetlerin ehline verilmesini, insanlar arasında hükmedildiği zaman adaletle hükmedilmesini, adaletin ve ihsanın her yerde hakim olmasını emretmesi hususunu da peygamberin getirdiği vahiy sayesinde öğreniyoruz.
Adalet bir toplum ve ümmet için vazgeçilmesi mümkün olmayan ve toplumlara hayatiyet kazandıran bir ilke olarak bu ümmete öğretilen en güzel bilgi hasletlerinden birisidir. Bu konuda Rasulullah’ın örnekliliği ve önderliği her zaman ümmetin ihtiyaç duyduğu bir husus olmuştur.İslam adaleti hangi oranda emrediyorsa zulmü kaldırmayı ve ümmet arasında hiçbir zulüm örneğine rastlanmamasını da emretmektedir. Zalimlerin sürekli yerildiğini, zulmün ve zalimlerin Allah tarafından sevilmediğini öğreten peygamberin bu konudaki önderliği de müsellemdir. Zira O, ashabtan Cabir’in naklettiği rivayete göre “zulümden sakınınız, zira zulüm kıyamet gününün aşılmaz karanlıklarındandır” buyuruyor. Hatta sözkonusu ravinin nakline baktığımızda zulüm ve cimriliği beraber zikreden hz. Peygamber bu iki kötü hasleti birlikte anmakla kötü amel ve davranışlara işaret etmekte ve bu hususta ümmetin ferdlerine gereken örnekliliği sergilemektedir.İslam ümmetinin en vazgeçilmez özelliklerinden birisi de sağlam bir yönetim biçiminin ön görülmesidir.
Hz. Peygamber, Allah’ın kendisine “yönetim hususunda ashabıyla istişare etmesini” emretmesiyle bu hususu ümmet için önemli bir ilke ve değer kabul etmiş ve ümmeti ilgilendiren her hususta toplum önderinin mutlak surette etrafındakilerle danışarak karar almaya özen göstermesini öğretmiştir. Kur’an-ı Kerimde bu hususta kaydedilen iki ayetle bu ayetler doğrultusunda hareket eden Rasulullah’ın bir çok davranışı ve sözü de farklı kıymet taşıyan bir örnekliliktir.
Bu çerçevede istişare ile birlikte, Allah’a, resulüne ve Müslüman yöneticilere itaat etmenin önemi de dile getirilerek itaatin yönetimdeki başarının bir parçası olduğunu öğretmektedir.Hz. Peygamber’in mü’minler arasında şefkat ve sevgi bağlarının güçlendirilmesi hususundaki istek ve tavsiyeleri O’nun önemli örnekliliğindendir. Kardeşler olarak Müslümanların en çok ihtiyaç duydukları hususlardan birisi de kalbi bağlılıktır. Kalplerin katılaşmaması kasvetleşmemesi ve gaflet içinde kaybolmaması ile ilgili emir ve öğretileri, mazlum ve kimsesizlere, yetim ve fakirlere olan yaklaşımları ümmetin diriliğini sağlayan dayanışma unsurlarıdır.
Yetimin başının okşanması ve fakirin doyurulması ile ilgili örnek davranışları bizim için vazeçilmez güzelliklerdir. Aynı şekilde hz. Peygamber’in amu’l-vufûd adı verilen diplomatik ziyaret ve görüşmelerin yapıldığı yıl boyunca misafirlerini ağırlaması ve onları karşılarken güzel ve temiz elbiselerini giymekle ashabına örnek bir davranış öğretmiş ve bizim için bir sünnetini göstermiştir. Mü’minlerin de temiz ve güzel giyinmelerini bu örnekliliğiyle sağlamıştır.İslamın bütün hususlarda, bütün emir ve nehiylerde getirdiklerini ümmete tebliğ ve öğretme hususunda gösterdiği titizlik, önce ashap için sonra da ardından gelen ümmetin bütün ferdleri için bir yol ve sünnettir. Hz. Peygamber’in bu öğretileri bizim için birer örnek teşkil edip her zaman ve her mekanda bunlara uyulması halinde Müslümanlar için her zaman mutlu olmanın yolunu açtığını biliyoruz. Rasulullah’ın örnekliliği dünya ve ahirette kurtulmanın reçetesidir.
 
 
 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol